15 Mayıs 2014 Perşembe

Yangın #Soma #Turkey


Yangın, içimi yakan, boğan, yoran.
Yangın, yerin metrelerce altında, yavaş yavaş havamı daraltan, göğsümü sıkan, nefessiz bırakan, öldüren, bitiren....
....
Bugün yine Bismillah diyerek başlamıştık halbuki. Hava mı garipti, hatırlayamıyorum. Arkadaşlarla selamlaştık. Gülümsedik bir başka güne.
Bir yerden sonra alışıyor insan bu derin karanlığın etrafta kol gezişine. Gözlerin çok şey aramaz oluyor. Minik bir ışık şu tependeki barette, o yetiyor. Anlasan da yetiyor, anlamasan da.
Ama bugün içim bir garip. Evdekileri düşünüyorum çokça. Dikkatim çok da yerinde değil sanki. Bir çıkasım var dışarı ama ekmek gerek. Çocukların okumaları, karınlarının doymaları gerek. Ama içim bugün bir garip. İyiden karanlık içerisi bugün.
Dua ediyorum içimden. Çalışmak gerek. Ekmek parası. Hafiften bir türkü söylemek geliyor içimden ama yok oksijeni tüketmemek gerek. Zaten sıkıntılı nefes alıp vermek.
Bugün bir garip burası. Bir an önce dışarı çıkmak geliyor içimden. Prangalar bağlı, dedim ya ekmek parası. Hadi diyorum dayan, sık dişini ne kaldı paydosa. Dayan diyorum...

Yangın diye bağırıyor biri. Çıkın dışarı, dışarı çıkın. Yangın ki içimi yakan o anda, iyiden yoran yorgun bedenimi. Yangın, yerin metrelerce altında, yavaş yavaş havamı daraltan, göğsümü sıkan, nefessiz bırakan.
Kıpırdamak zor. Bir anda oluveriyor herşey. Evdekileri düşünüyorum ben. Bir gülümseme beliriyor yüzümde. Biliyorum dönüşü olmayacak bugünün. Bir şehadet getiriyorum hala nefesim varken. Allah'a sığınıyorum. Gelen ölümün acısı değilde, karımın, çocuklarımın bir daha kokusunu duyamayacak olmanın sıkıntısı bir yaralıyor ruhumu. Buymuş bizim de kaderimiz diyorum. Bir tarafım inceden hiddetlenmiyor değil. Elin gavuristanında ölmez ama maden işçileri bizim gibi. Ya Rabbi bizi mi cezalandırıyorsun. Yavaş yavaş boğazıma dolanıyor o ağır dumanın elleri.
İnceden inceye sıkıyor gırtlağımı. Oksijen diye bastıkları içeri hepten patlatıyor her yeri. Alev mi saracak yoksa toprağa mı karışacak tümden bedenim. Düşünemiyorum. Artık düşünemiyorum.
Gelmiyor aklıma bir şey. Bir boşluk ki bu derin karanlık kadar ağır. Bedenimin üzerinde hissediyorum o ağırlığı. Aklımın. Boğazımın ortasında.
Ölüyorum. Kapatıyorum gözlerimi. Allah-u ekber.
Son bir kere daha şehadet getirsem, yeter mi ki nefesim.
Ölüyorum....
Ölüyorum....

Yangın.
Yangın ki bedenimi yakan, ciğerlerimi boğan, yoran.
Yangın, yerin metrelerce altında, yavaş yavaş ,öldüren, göğsümü sıkan, nefessiz bırakan, ışıksız, azgın, kızıl kıyamet, bitiren....
Ölüyorum...
.....
Ne yaşadın ki diye sorsalar, ne desem boş; "kömür karası değil ekmek parası*", "bizim gibi garibanın budur bulacağı" derdim.....

                               
....
....
....


Hiç yorum yok: