14 Mayıs 2012 Pazartesi

Temiz

"Ben yatıyorum" dedi ve ekledi, "ben sabah kahvaltı ederken sen yatıyor olmayacaksın değil mi?".
Sanki onu odaya uğurlarmış gibi elimi salladım. "Merak etme, o kadar ayakta kalmayacağım, geliyorum bir kaç saate...".
"Tamam o zaman, üşümüş ayaklarını yapıştır ve uyandır beni ki anlayayım geldiğini" dedi gülümseyerek...
"Olur" dedim, kızarmış yanaklarımla gülümserken ve sesim coşkudan titrerken...
"Hadi tatlım git uyu ve beni merak etme" dedim.. "Olur" dedi, öptü ve uyumaya gitti.
Biz yan yanaydık. Kim inanırdı ki bedenlerimizin aynı evde olmadığına...
Hayal güçlerimiz sayesinde ayakta kalmayı başarıyorduk.
Özlemek eylemini her gün yeniden öğreniyorduk...
Bense, artık var olmadığına inandığım nice şeyi, yeniden hatırlıyordum...

Hiç yorum yok: