31 Mayıs 2012 Perşembe

Tek istediğim miydi acaba? --> UYKU

Öyle miydi?
Tek istediğim UyKu muydu hakikaten, yoksa istediklerimin sınırlarını çizemediğim ve tanımlarını yapamadığım için miydi tüm bu uykusuzluk halleri...
Yine gecenin 3'lerinde ne halt edeceğini pek de bilemez bir halde, Fikret Kızılok dinlerken ve kaybolurken aşkın dönemeçlerinde, tek istediğimin uyku olduğunu sanıyorum...
Halbuki istediğim hayatın tanımına karar vermek istiyorum...
Şu içine sıçtığım, boka batmış, batmış da kalmış düzenin neresinde huzuru, kavga gürültüden uzak kalarak bulabileceğimi, hangi toprak parçasında fikri, zikri, ahlakı kıt, maldan hallice, alçak ve hatta kalleş zihniyetler yüzünden daha az örselenebileceğimi düşünüyorum...
Hayatıma bir zıpkın hızında girip, saplandığı yerde kıpırtısız bırakmış bir adamı merkeze koyabilme cesaretine sahip olup olmadığımı bilmek ve anlamak istiyorum...
Konuşamadığım onlarca şeyin, haykıramadığım onlarca öfkenin, korktuğum için söyleyemediğim onlarca sevginin tam ortasında, ağrıyan boğazımın üşütmekle ilgisi olmadığını, meselenin hep olduğu gibi beynimde kilitlendiğini kendime inandırmak istiyorum...
İstediklerim sınırsız... Sınırsız, çünkü hak ettiğim hayatı yaşamak istiyorum ve ben bunlardan çok daha iyisini hak ediyorum. Çok daha iyisini, ve sınırı çeken de yine benim. Kendim kendime ettiklerimi anlamak ve sonlandırmak istiyorum!!!
Gecenin 3'ünde anlayamadığım onlarca sorunun ortasında kalmışken YİNE!!!!, aşkı doya doya yaşamaya bir ay kalmışken, kavuşacakken gökten nem almış bakışlarında kaybolduğum adama, hayatın beni böylesi bir belirsizlikle neden sıkıştırdığını anlamaya çalışıyorum...
Gideceğim yer, kalacağım yer, birlikte olacağım insanlar belli değil...
Duyacağım özlemin ve bulma olasılığım olan refahın dereceleri belli değil...
Gitmek var ve fakat dönmek olursa yıllar sonra, nereye, hangi eve, hangi meclise döneceğim belli değil...
Gitmek ve kalmak arasında 25'inde hala neden bu kadar sorgulama yaşadığım belli değil...
Fikri özgürlüklerimin ve hayalini kurduğum insani dünyanın gerçekleşme ihtimali belli değil...
Gecenin 3'ünde, gecenin tam 3'ünde... düz değil düzen değil... boz değil bozan değil.. bir gün biter içimde.. tam bildiğin biçimde... gecenin 3'ünde, gecenin tam 3'ünde...sevda gibi kanımda, can verirken elimde, pençe gibi düşümde... uy değil uyku değil...
Fikret Kızılok dinliyorum son 1 saattir... Pardon Gecenin Tam Üçünde'yi dinliyorum son 1 saattir...O da soruyor ya "ne menem bir halt belli değil" diye.. İşte.. Öyle bir şeydir işte gecenin 3'ü...
Ne bok yiyorum anasını satayım, şu acıkmış karnımla, gecenin 3'ünde, bir başıma, bu bokluğun ortasında...
BELLİ DEĞİL!!!!

Hiç yorum yok: