10 Haziran 2008 Salı

Nesir mi şiir mi ?

‘’Sofya’da Dans’’*

Siyah beyazla dans eder piyanonun tuşlarında.

Yaşamı anlatır basılan her bir nota.

Kimi zaman celalli yüzüdür yaşamın çıkanlar,

Kimi zamansa yalnızca sefa.

Bir davulun uğultusu da aslında bir genç kadının kalbinin çığlığının kopyasıdır.

Öte yandan tanıdık bir melodi çıkagelir kemanların titreştirdikleri yaylardan;

Ve yeniden başlar ‘dans’ hayat gibi adeta,

Çoğunlukla tanıdık tınılarla dolu,

Ama süprizleriyle alışılagelmedik bir huzur vermeyi de sürdürerek,

Ve bir kadın sevgiyi öğreniyordur bu arada.

Acıyarak, kanayarak, sabrederek ve daha çok da severek...

Ağlıyordur, ruhunda bazen sadece akan gözyaşlarından gökkuşakları oluşturmak için rengarenk;

Ve biliyordur gidenler dönmez, ve yürek hiç kaybetmez...

Ölen bedendir ve bize kalan sağlar görünmemeyi seçen renkli tinlerdir.

Bir kadın, her akşam huzur bulmaya girdiği yatağında bu kez, siyah-beyaz tuşları ile insana tonlarca anlam yaratan bir piyano dinliyordur yazarken bu satırları...

Ve bekliyordur,artık buğulu bakmaya alışmış gözleri ile olacak ve yaşanacakları.

Hayata dair bildiklerini sorguluyordur üniversite hayatının bittiği bu günü kutlarken, liseden kalma arkadaşları ile...

Ve bugün, tam 5 gün önce girdiği ağlama krizinden sonra sokak ortasında, buluyordur aradığı cevapları.

Ama beyni veriyordur, ama kalbine düşürüyordur suallerin karşılıklarını, hayatının aranjmanı.

Sevilen adam sanırsa; Tanrı’nın gönderdiği etten kemikten olan kendinin kopyasıdır;

Sırf bu genç kadın yolun başında Yaradan’ı koşulsuz sevmeyi öğrensin diye...

Bazen yanmak gerekir görmek için, öğrenmek için,

Bazen sabretmek gerekir; eğriyi doğruyu bulmak için,

Ve bazen yalnızca yeni bir Güneş doğurmak gerekir, ruhunda açan ateşböceklerinin üzerine...

3 kelimede özetlenen ‘Hamdım,piştim,yandım’; bir ömrü ve hayatla bir olmuş bir arayışı anlatır;

Ve galiba genç kadın bu ara Hamlığını hafifçe sıyırmaya çalışmaktadır.

Yola girmek kolaydır,lakin yolda kalmak zor.

Aşık olmak herkesin harcıdır, ulaşamamaksa tekamüle uğramak isteyenlerin basamağı...

Genç kadın özgürlüğe hazırlanmaktadır.

Yavaş, yüreği bedeninden büyük, sevecen, sakin...

Genç kadın ara verdiği hayata hazırlanmaktadır, yeniden meraklı, heyecanlı, belki biraz kırık ama,

Yapıştırıcılar kırıkları tamir etmek için vardır...

Biterken bugün ile üniversite yılları,

Kanatılan dizler ve kanayan izler vardır hayata dair,

Bitmez hesaplaşmalar ve sorular hayat boyu.

Ama unutulmaması gereken SEVGİdir, ille ve inatla. İnanç ve bağlılıkla...

“ En güzel deniz; henüz gidilmemiş olandır.

En güzel çocuk; henüz büyümedi.

En güzel günlerimiz; henüz yaşamadıklarımız,

Ve sana söylemek istediğim en güzel söz; henüz söylememiş olduğumdur.“**

* Sofya'da Dans, Tuluyhan Uğurlu'nun Güneşin Askerleri albümündeki bir parçasının ismidir. Parça dinlenirken yazı yazıldığı için başlık olarak kullanılmıştır.

** Nazım Hikmet'in En Güzel Deniz şiiri (24.09.1945).