21 Ağustos 2015 Cuma

Susma Şarkıcım, söyle, sen daha çok şarkı söyle...

Cey'lan Ertem - Deli Kızın Türküsü



Yitirmeli ne varsa, başlamalı yeniden.... Kısım 1

Çok olmuş.
Çok uzun zaman geçmiş çağlamayalı, akmayalı, yazmayalı...
Düşünüyorum nicedir bazı şeyleri; bu blogun açılışını, ruhumdan dışarı boşalan herşeyi ve geldiğim bu noktayı.
Çok yanlış zamanlarda yanlış adamlara aşık olan, büyük büyük yanan ve büyük büyük üşüyen ben, herşeyi yitirdim ve yeniden başladım. Yitirilen herşeyin yanlış adamlarla da hiç alakası yok üstelik. Tüm o yanlış adamlara, yanlış zamanlarda ama çok doğru aşık oluşumdan mıdır nedir adamların ben de derin izleri kalmadı. Benim onlarda izim kaldıysa da o da mühim değil. Mühim değil çünkü güzeldir benim izlerim. Şefkatim iyileştirir, sevgim korkutur ve aşkım çoğaltır. Ben, "biz" diye severim çünkü. Ben gider, sen var olmaz, biz olur. Biz diye kavga ederim, biz diye ağlarım ve biz diye diye yanarım, biz diye seviştiğim gibi... O yüzden acıtmaz ve üzmez benim izlerim kaldığı adamları. Anladılarsa... Sonuçta onlar ve ben birbirimize kanırtan çentikler atmadık. Belki de izlerin oluşmasına fırsat bile vermedik, vermedim çünkü almadım onları çemberimin içine, kim bilir... Aşık olarak ve çoğunlukla çevreme ördüğüm zehirli parmaklıklardan o adamları içeri almamayı da çok iyi başararak yarattığım başka dünyaların içinde yaşarken, bir mutluluk tablosu yaratıyormuşum da haberim yokmuş.
Ben çağladığımı sanıyormuşum, sen anladığını sanarak ve belki de iç geçirerek, gerinerek, kıskanarak okuyormuşun ya beni sevgili okuyucu, ben yalanmışım sense bu afrodizyakla kananlardanmışın...
Allah'ın koruduğu bir kulum ben. Çok sivri köşelerinden hayatın çok hızlı döndüğüm günlerde de, çok derin karanlıklarda kendi kuyumu kazıp içine giderek daha çok gömüldüğümde de, içten içe ölmeye başladığım ve farkında bile olmadan daha çok mutluluk sahnesi yarattığımda da beni koruyan hep kıymetli Yaradan'dı. Aynı Yaradan o yanlış adamları da benden koruyordu ve hiç birimiz bilmiyorduk. Sevişmek iki tarafıda ayrı zehirli bir kılıç. Kadın kayıpsa erkeğin yok olması kaçınılmaz, erkek yaralıysa kadının zehirlenmesi an meselesi. Ben bir ilüzyonistim ve gösterdiğim sahneler yaratıcılığımın muhteşem ürünleri...
Bir an var, bu blogun açılmasıyla, o adama yaklaşılan ve neresinden tutsan elinde kalan bir hikayenin Yeşilçam vari konuşmaları arasında bir an. Bir an için kalbimin haykırışını duymayı başaran hücrelerim ve sonunda bu muhteşem ilüzyonu yaratan beynime hükmedebilen ruhum... O adam ki kendisini bilir, okuyunca tanır kendini, herşeyi yitirmeme ve yeniden doğmama sebep olan gözlerin sahibidir O ve aynı anda bendir. Ben bu ruhun kadın kimliğiysem, o benim erkek versiyonum ve negatifimdir. Yani biz birbirimizi bilen, tanıyan, duyan birlerdeniz. Bir yerde yazıyordu "ikiz ruhlar birbirlerini görünce yaşanan kıvılcımlar aşk sanılabilir ancak genelde onlar birbirlerine çok mühim bir ders vermek için içinde bulundukları arayışın bir noktasında karşılaşır ve sonra yollarına devam ederler diye. Ruh eşi meselesi ikiz ruhlardan farklıdır, apayrıdır... "diye.... İkiz parçam, iki şerit çizginin arasından benim onun gözlerini gördüğüm gibi benim gözlerimi görerek ve ardından içimde kalan, kemiren, hala sızan bir adamın son kalıntılarını temizleyerek, bana tüm saklı kalanları gösterecek ve beni duyacaktır. İnançlarımı kıracak, kendime ne kadar yabancılaşabildiğimi gösterecek ve ilüzyonumun bozulmasına sebep olacaktır. Hiç dokunmadan nasıl sevişir iki insan sadece bakışarak yaşatacak ve ayarlarımın tamamını bozup kurduğum bu muhteşem çatının çökmesine ve herşeyi yitirmeme sebep olacaktır sonraları. Kurduğum cümlelerin aynılarını kuracak, onlar benim laflarım diye benimle iddialaşacak, ve bu blogun açılmasına sebep olacaktır. Kendisi bile bilmez detayları, okursa "nasıl ya?" diyecektir muhtemelen ki zaten yazılanlar onunla değil benimle ilgilidir. Yalnızca "işte bu yüzden sırf bu yüzden işte" bazı insanları yüreğinizde minnet ve duayla saklarsınız. Kalbimin hep iyi olsun, mutlu olsun, huzuru bulsun, huzurda kalsın diye dua edecek olduklarındandır hayalperest ilüsyonist inatçı masal kahramanı dostum benim. Gitmene gerek yok, belki de hiç gidemeyeceksin ama senin köyün ve köy yaşamın bir başkasının hayatında gerçek oluyordur belki yavaş yavaş... Herneyse "ütüyopyalar güzeldir"... Hele ki bizim gibi yaratıcı beyinler için...
Onun yüzünden değil tabii, onun sayesinde ama, herkesin harcı olmayan bir yüzleşmeyi göğüsleme cesareti buldum. Her bir seviyede biraz daha yıkıldı kurduğum muhteşem düzen. Daha da yalnızlaştım var olan yalnızlık yetmezmiş gibi. Sonra her yıkılan duvar ve açılan paketle giderek büyüyen o boşluk çıktı ortaya. Büyüyen ve tam ortasına yerleşen yaşamımın. Geri dönüp okudukça bu blogtaki yazılarımı, nicesinde aynı soruyu görüyorum "kimsin sen?". Şimdi gülümseyerek cevabina yaklaştığım bu soru o zaman hem benim hem nice okuyucusu için bu blogun "hangi adam?" niteliğindeydi.
Soru benimdi, benim içindi halbuki. Kimdim ben ? Ruhum soruyor, elim yazıyor ama beynim görmüyor, duymuyordu. Ruhunun tekamül seviyesine bağlı olarak gelişmeyi ve ruhsal büyümeyi bilen herkes beynin ruhun gerçekleştirdiği herşeyi nasıl da yok farz etme eğliminde olabileceğini ve gözleri kör, kulakları nasıl da sağır edebileceğini bilir...
Kimdim ben? Sevdiğim adamlar kimdi? Gerçekler miydi ? Zevklerim, isteklerim, bedenim, kimdim ben?
Çıkan boşluk ve yitirdiklerim bana hiç sahip olmadığım şeyleri verecek yolu  açıyordu, şükürler olsun ki... Yeniden başlamak hiçbir zaman, hiç kimse için kolay olmamıştır sanıyorum. Ben Allah'ın sevdiği kullardan biriyim, artık sorgusuz ve şüphesiz biliyorum. 22-27 yaşları arasında yaşadığım bu yüzleşme sayesinde Club 27'nin bir üyesi olmadan geçtik incelen yolları. Club 27'i bilmeyen bizden değildir. Aç, oku, öğren... Yola devam ediyoruz. 28 yaşında yeniden meraklı bir yavru kedi misali yeniden keşfediyoruz herşeyi.....
Hayat, yeni başlıyor ve şans eseri karşıma çıkan kıvrak bir beynin bir söylemi herşeyi açıklamaya yetiyordu: "27'inde ölemediysen 30'larında yeniden doğacaksın" (http://fulsyaziyor.com/2014/12/22/27inde-olemediysen-30larinda-yeniden-dogacaksin/)
Ben bir Anka Kuşu'yum okuyucu. Mükemmel renklerimi ve ışığımı yeniden yaratabilmek için
kendimi yakmayı göze aldım ve şimdi küllerimden yeniden doğuyorum...
Haydi gel yeniden yaratılırken bir hikaye eşlik et sen de...
O yüzden,
yeniden MERHABA...