21 Eylül 2012 Cuma

Bak yine saat 3'ten sonrasi... Bu kez, hem de saat 4 yoksun noktasi herseyin uzerine. Caktirmamaya calissam da anlayan anliyor biraz karisik kafam, ruhum ve hislerim. Cizemedigim bir yolun olasi sorunlarini cozmeye ugrasiyorum. Neden diye sormamak cok zor geliyor. Hakkim degil mi benim de kolay bi hayat? Kolaylikla ulasilmis hedefler, kolaylikla varilmis bir basari, kolaycacik yoluna girmis bir ask...
Yoldayim usune ustluk. Yoldayim ve hayatimi degistirebilir noktalara dogru yol aliyorum belki ki kimbilir. "Take me to the magic of the moment in a glory night"... Kulagimda winds of change. O kadar iyi gelirki bi degisim. Sikildim ayni yerde olmaktan, ayni evde kalmaktan. Sevgisizlik mi bu? Yok tam aksi. Fazla sevgi tam merkezinde durdugum. Fazla sevgi beni bu boktan duzenin ortasinda iyice savunmasiz birakiyor. Ama o savunma kalkanina her zamankinden daha cok ihtiyacim var simdilerde. Hem yol uzun daha gidecek cok yolumuz var, hem de asik bir gonul icinde firtinalara gebe. Ask beni masumlastirir ve hali hazirda kirarken duvarlarimi sevginin bu denli fazlasi beni ayakta tutmuyor aksine eziyor. Sevgiye duydugum saygi beni sessizlestiriyor... Cigliklarim sessiz, caresizligimse betimsiz...
Bir kristal kadar guclu ve bi o kadarda kirilgan yuregim. Gozum yolda. Yoldayim demistim hani. Hem de tam da saat 4 yoksun noktasindayken, yanina gittigim sevgiliyi dusunmekten kendimi alikoyamiyorum.
Dedim ya saygiya duydugum sevgi beni sessizlestiriyor, cigliklarimi salamiyorum, caglayamiyorum....
Ya da sen ne anliyorsan o iste.!!!

Published with Blogger-droid v2.0.9

1 yorum:

ada dedi ki...

o kadar kelimesiz kaldım ki ama kayıtsız kalmak istemedim. merak sadece hissettiğim. iyi olduğunu görmeden içim rahat edemeyecek.