11 Ekim 2012 Perşembe

Yağmurlu Ankara

Çok sevgili, farklı, farklı olmaktan ötürü çekici ve çekici olduğu kadar da her farklı insan gibi kalabalıkların içinde bir nev-i yalnız bir abim var benim... Çokça yazar ancak yanı sıra romantik bir tangocu, sağlam bir abi, iyi bir dost ve daha nicesi. Çoğaltılır onu anlatan tanımlamalar listesi. 
Fakat ondan bahsedişim şu satırları içindir; 

"Bu sabah yağmura uyandı Ankara,
Kışa hazırlıyor sanki bizi
Cama düşen küçük damlalar,
Tamam, sorun değil kazakları çıkarmak alt çekmecelerden,
Ama ya o çekmecelerden, eski anılar da çıkarsa,
Sonra işin yoksa,
İçeride damlalar,
Dışarıda damlalar..." (Sabit Sümer) 

Dün, hem içeride hem dışarıda yeri gelmiş saklamış 
damlalarını ve yeri gelmiş göstermiş, şu güzel Ankara'nın şaşkın çocuklarından biri olarak, abimin dizeleri karşısında saygımdan ötürü sessiz kaldım. 
Paylaşmak istedim. Okuyun diye. Bilin adını ve paylaşın duygularını diye diye... 
Yaşa sen abicim, yaşa ve yaz... Biliyorum bazen pek ağır gelse de yaşamak da yazmak da, sen hep yaz... 
Tarifsiz kalmış içimizi dolduran tüm duygulara tercüman olmak için...

Hiç yorum yok: