15 Mart 2011 Salı

Uyanış

Saat 11 oldu ama benim gözlerimin duruşu hala Garfield'ın bakışlarından farklı değil.
Ben çay insanıyım. Çay içmeyi, çayın yanında birşeyler yemeyi, sohbete çay ile eşlik etmeyi severim. Kahve ise tam manasıyla 'uyanılması gerekli özel durumlar' içeceği.
Ziftten hallice bir biçimde içtiğim, varsa gerçek süt ile (süt tozu denilen salak icatla değil) yumuşattığım, bana yanında sigara içtiğim kısa dönemi ve bir zamanlara ait hep kahve kokan sevgilimi hatırlatan, günde 3 taneden fazla içtiğim anda ciddi anksiyete ve titreme yaratan; gerekliliği üzerine saatlerce konuşabileceğim tutku malzemesi içecek...
Elimde kahve var anlayacağın okuyucu... :)
Çalışmam gereken onca dökümanın arasında, gözlerimin yanmasını bastıramadığım için kahveye 'ihtiyaç' duyan benliğim uyanmaya çalışıyor. Unutmadan saat 11 !
Sanırım bugün beynim ve gönlüm evde olmayı istiyor ! Herneyse...
Güzel bir gün! Güzel insanlar göreceğimi bildiğim, bildiklerimin dışında da, birşekilde karşıma çıkacaklarını hissettiğim insanlarla dolu olacak güzel bir gün.
Yanında, yapılacaklar listemi dolduran onlarca noktanın karşılığındaki maddeleri yavaş yavaş temizleyebilirsem harika olacak.
Uyanıyorum ! Uyanıyor ve uyandıkça fark ediyorum...
Uyandırılıyorum... Sadece fiziki uykumdan değil, aynı zamanda fikirlerimi gömdüğüm ve egomu şişirdiğim derin uykudan; itinayla, acıtmadan ve tatlı tatlı uyandırılıyorum :)
Gecikmiş bir günaydınla yola devam etmek lazım anlayacağın okuyucu !
Selametle...

Hiç yorum yok: