20 Şubat 2011 Pazar

Gerek-siz

Gereksiz bir 'birarada olmaya çalışma'nın canlı tanıklarıydılar.
Karşılıklı, herşeyin özlenmiş olduğu duygusunun verilmeye çalışıldığı,
Konuşacak ne de çok şey var havasının estirilmesi için gösterilen her çabanın
Gereksiz ego çarpışmaları ve anlamsız savunmalarla bölündüğü,
Anlamını yitirmiş her anının
Hatırlandıkça güldürmek bir yana gülümsetmeye bile gücünün yetmediği,
Birarada olmak için verilen mücadelenin
Amaçsızlıktan ve anlamsızlıktan kırılan bir hali vardı.
Geçirilen boşa gitmiş onca saatte paylaşılan tek an;
Düşünselliğin O'a indirgendiği,
Zeki insanların, kendilerine hakaret olarak adletmesi gereken
Dedikodu Zamanı'ydı.
Egolar ortak paydada tatmin edildi.
Sebep ve sonuç yaratmamış,
Hayatın gidişatında en ufak bir değişim yada etki oluşturmamış saçma sapan konuşmalar...
Gerisi koca bir boşluk.
Kaybedilen zamana duyulan istemsiz acıma duygusu,
Kendine hissedilen kızgınlık zorlamalara karşı,
ve Kabulleniş.
Gidenin geri gelmeyeceğine, yarının farklılık getirdiğine ve hala çok saçma bulduğu şarkının saçmalığını koruyuşuna...
Hiçbir durum, duygu ve aktivite ile tatmin edilememiş misafirler lüks hotellerine uğurlanırken,
Üzerlerinde en azından huzurunu bildikleri, sevgiyi hissettikleri kendilerine ait olmasada,
yine de benim dedikleri evlerine gidiyor olmanın derin sevinci vardı....

Hiç yorum yok: