1 Mart 2012 Perşembe

I'm so glad to have them #2

Şimdilik bu satırlar olsun karalanmış olan, bu blogda şimdiye kadar onun için bir şey yazılmamıştı... Vaktidir.. Şanslıyım bir karagözlüm olduğu için :) 
Gözümde gizlediğimi gören,
sözümde sakladığımı duyan,
kimi zaman ruhen çok yakında,
zaman zamansa çok uzakta, 
ama fiziken hep bir kol mesafesinde duran,
her an yardıma yetişmeye hazır 
ama kendini gereksiz 'öz'den vermelerde yıprattırmayan, 
aslında hep derin bir sorumluluk hissettiği yaşama bilinci yüzünden belki de, 
çoğunlukla kaçaklarda yaşarmış gibi görünen, 
anlaşılmazda bıraktığı düşünsel sessizliği ile keşfedilmeye hazır bir dünya barındıran, 
saydam ve aynı anda maskeli bir görüntüsü vardı. 
Hep seven, hep kıskanan, hep özleyen ve hepsini kahkahaların ardında gizleyen bir tarafı vardı. 
Tek çocuk şımarıklığında ama yerini bilen, üzülse de içinde tutan,
sevincini kocaman coşkularla yaşayan, 
sıcak ama mesafesini hiç bozmayan bir hali vardı. 
Pek anlaşılmasa da, sevgiye asla karşı durmayacak olan ama dokunmak isteyip de bozulmasın diye geri durduğunuz bir su damlası misali bir duruşu vardı, güçlü ama aynı oranda kırılgan...
  

Hiç yorum yok: