21 Aralık 2010 Salı

Şu anda...

Tanrım bu ne biçim bir histir.
Çok garip. Çok boğucu...
Küçük bir kız çocuğu korkaklığıyla söyledim içimdekileri;

"Merak etme ama, galiba bu duyguyu söylemem gerekiyor
Şu anda kendimi boktan bir çaresizliğin ortasında o kadar küçük ve tek başına hissediyorum ki,
Kimse yokmuş gibi
Kimse duymazmış gibi sanki bağırsam
Ağlasam kimse mendil uzatmaz gibi...
İyiyim aslında,
Ama ne ki bu hal..
Nefesimi kesiyor, içimi buruyor alt etmek istermiş gibi..."

Dedi ki bekletmeksizin,

Sen bağır duyan gelir gelmezse de eğer, dert değil bağırmış olursun işte,
Ağla, mendil uzatan olur olmazsa koluna silersin...
İyi ol zaten sonuçta varmak istediğimiz nokta orası değil mi??
Bulunduğun hal ise umut ve karşılık durumlarının her zaman için evren zaman düzleminde kesişmemesinden kaynaklı olabilir...
Nefesinin kesilmesine gelelim;
Teşekkür ederim
Yakışıklıyım ama o kadar değil !!!

Ve beni hiç ummadığım kadar güldürdü...
Ve dağıldı bulutlar.. Açıldı gökyüzüm :)

Arkadaşlar seçilmiş kardeşlerdir, kardeşlerse zorunlu arkadaşlar...
Dostum, kardeşim, arkadaşım...
Ne diyebilirimki yürekten bir teşekkürden başka....

Hiç yorum yok: