7 Kasım 2010 Pazar

Cumartesi

Ellerimi hazırladım önce.
Ojelerimi çıkardım,
Tırnaklarımı fırçaladım,
Ellerimi yıkadım.
Saçlarımı topladım sonra dağılmasınlar diye.
Üzerimi değiştirdim,
Tenime dokunduğunda,
Kendimi de yapacaklarım gibi güzel ve yumuşak hissettirecek birşeyler giydim.
Kollarımı kıvırdım, bulaşmasın diye.
Müziğimi hazırladım bana eşlik edecek ve
Çayımı demledim.
Artık hazırım.
Mutfağa girdim.
Kek yaptım. Havuçlu kek...
Arada dikkatim dağılsada ellerimi kardım,
Sevgimi kattım.
Sonra;
Saçlarımı açtım,
Annemi yanıma aldım,
Başka - bu kez daha derin - bir müzik koydum,
Bailey's'ime buz koyduktan sonra sevdiğim koltuğa yığıldım...
50'lerde bir film karesi gibiydi o ana kadar geçirdiğim 1 saat ve sonrasındaki süre.
Annem kız arkadaşıma döndü,
Sohbet ettik,
İçki içtik,
Müzik dinledik,
Dans ettik,
Okuduk - şiir, yazı, hayat
Dans ettik,
Müzik dinledik,
İçki içtik,
Sohbet ettik.
Dokunduk derin noktalara ve iyi geldik.
Ağladık, güldük ve nefes aldık.
Cumartesi gecesi havuçlu kek yaptım,
Arkadaşımla cumartesi gecesi ateşini evimizde yarattım.
Gecenin, 'dertlerin en gücü' saatine kalmadan,
Huzurla ve inceden uyuşmaya başlamış beynimle
Sıcak ve rahat yatağımda
Huzurla uyudum,
Aslında hiç bitmesin diyerek, içinde olduğum rüya...

Hiç yorum yok: