30 Kasım 2010 Salı

Kasım'a Güzelleme...

Çok verimli bir ay oldu.
Yani öyle böyle değil, epi topu 30 gunlük bir ayın hergünü ayrı ayrı biriktirilir mi?
Hayatımın hiçbir döneminde unutacağımı düşünmüyorum 2010 Kasım ayını...
Ne sarı sonbaharının güzelliğini, ne yaşamıma katılan insanlarının orjinalliğini, ne içsel yolculuklarımın şiddetini/şehvetini/sevecenliğini, dostlarımın kabul edebilirliğini, ailemin desteğini ve daha nicesini... 2007 Kasım benim için Kasım aylarından bir cacık olmaz dememe sebep bir ay olmuştu. Bu sene söylediğim, atıp tuttuğum, inkar ettiğim, bir daha bir boka yaramaz dediğim diğer hertürlü şey gibi bunu da yaladım.
Şu 24 yıllık yaşamımın, kendimi bilmeye başladığım andan beri, her ayrı günü tükürdüğüm ve dönüp bakmam dediğim diğer tüm nokta atışlarını yaladığım gibi...
Daha bir farkındalık yarattı, Ekim'de esintileri başlayan ve kendi doruğuna Kasım'da ulaşan olaylar.
Ben, beni kaybetmek pahasına bende bir kavga yarattım. Çıktım mı içinden peki?
Daha doğru soru belki de, bir boka yaradı mı ?
Yaradı yaradı, böyle bir yüzleşme yaşamayalı oldukça uzun zaman olmuştu. Tamamlanmadı henüz, tamamlandığında ise, kendini bir gösterip bir kaçıran eski bir ne üdüğü belirsiz dostun dediği gibi radikal bir değişim yaratırım belki de yaşamımda...
İstanbul'a gidecek gibi görünüyorum Aralık başında. İçimden bir ses orada göreceğim insanlarla bu yüzleşmenin başka bir hal alacağını söylüyor...
Bu savaşımdan güçlü çıkarsam, yani bu haşin mücadeleyi sağlıklı bir zihin beden dengesi içinde tamamlayabilirsem eğer, o zaman yaşadığım şu hayatı çok farklı bir yöne taşımak için elimde büyük bir güç olacak gibi hissediyorum.
Biriktirdiğim dostlukların içeriklerini tekrar görmemi sağlayacak, üzerine yaşanmışlıkları yazdığım sayfaların temizlenmesine olanak tanıyacak ve düşüncelerimin arasında bambaşka bir bahçe yaratacağım...
Aralık Kasım kadar romantik geçer mi bilmem ama akılcı bir coşkuyla geçecek gibi hissediyorum..
Hadi hayırlısı...

Hiç yorum yok: