13 Ocak 2011 Perşembe

Çocuk

Hastayım...
Sanırım son 10 yıldır böylesine hasta olmamıştım.
10 gündür yatıyorum. Başka hiçbirşey yapmaksızın.
Ve tabiki düşünüyorum. Yatıp dinlenmekten ve ilaçlarımı içip kendimi sıcak tutmaktan başka elimden hiçbir iş çıkmadığı için bolca düşünüyorum.
Bir düşünme döngüsünün sonuna geldiğimi hissederek ve bulduklarımdan son derece mutlu olarak tamamlıyorum yavaş yavaş.
Neredeyse günde 14 saat uyuyorum. Kollarım da dahil vücudumun her zerresi ağrıyor.
Verim sıfır... -ebilite desen yerlerde.
İnsanlar hasta olunca ve rapor alınca, hani 2, bilemedin 3 gün yatarlar ve ardından "oh fırsattan istifade şöyle bir toparlanayım" cümlesiyle ıncık cıncık toplarlar ya etraflarını; onu bile yapamadım.
Zorunlu dinlenme oldu bana, yatak döşek yatıyorum.
Kendimi 5 yaşında gibi hissediyorum. Elimde battaniyem, ordan oraya ayağımdaki patikleri zeminde kaydırmak suretiyle yürürken ve sırtımdaki hırka enseme doğru toplaşım boynumu ter cennetine çevirirken; evin uyunabilecek her köşesinde aslancık halinde esneyerek demleniyorum.
Arada bir annemin sesiyle uyanıyorum: "Kalk biraz birşeyler ye canım hadi !"
Gerçekten iyi olup olmadığımı beni uyandırıp yaşamsal fonksiyonlarımı kontrol ederek anlıyor. Kıyamam... Diyorum ya, 10 yıldır (belki daha da fazla) böylesine hasta olmamıştım.
Tabi bu ara yatmak evden çıkamamaya eşdeğer olduğundan, hasta olmamın öncesinden başlayan "beni bırakın bu ıssız caddelerde" tribime çok iyi geldi.
Israrla arayan ve 'hımm, sen gene kapattın kendini eve diyen' ve durumu anladığını bildiğim birkaç dostun dışında kimseyle konuşmadan, mümkün mertebe anne ve babaya yapışmak suretiyle hastalığın çocuksu tadını çıkaran ve aynı zamanda yaşamsal temizliğine - ki oldukça uzun zamandır yapılmamıştır bu temizlik - beyninden başlayan ben, günde 14 saat uyumayı aslında oldukça iyi değerlendirdim.
Güzel bir temizlik oldu. Çevremdeki dost müsveddelerinin 4 bir yanını irdeleme, gerçek dostların kıymetlerini bilme, minnetime sahip eski aşkların affedilmesi ve hatta çoğuyla içsel barış ilan etme ve yanında uzun zamandır böylesine birlikte olmadığım (aynı evde yaşamak birlikte olmak değildir hani (!)) ailemin tadını çıkarma gibi bana yüksek tatmin duygusu sağlayan temiz bir temizlik süreci...
Öyleki, dost müsveddeleri hayatımdaki yerlerinin hiç değişmediğini ve hep aynı aptallıkta kaldığımı düşünselerde (anlamadığım bir şekilde çevremdeki birçok insan beni aptal yerine koymaya bayılırlar ve süistimal edebileceklerini sanırlar ve fakat olay hep benim lehime sonuçlanır) yine sezgilerim ve gördüklerimle 'titrleri' değiştirilmiş, yalnızca son derece profesyonel bir şekilde yaşamsal birliktelikler sürdürülür kılınmıştır...
Dostlara gelince.. Onlar yerlerini sağlamlaştırmış ve değerleri bir daha kendilerinden gereksiz yere kaçmamacasına anlaşılmıştır.
Ailem ! Kıymetlilerim. Varlıkları ışığım, gece fenerim. Düsturları törpülenişlerim. Kimlikleri kişiliğim, değerleri özvarlığım ve öğrettikleri başucu kitaplarım. Bunca yazım aslında hep onların anlattıklarını unutmamacasına hep hatırlamak için. Elleri dokunmaksızın hep üzerimde, bakışları yargılamaksızın hep düşüncelerimde, sevgileri hiç eksilmeksizin hep çemberimde. Onlarla çocuk oldum, sayelerinde ergen, vizyonlarıyla genç kadın ve miraslarıyla ihtiyarlıyor olacağım...
Çocuk oldum 10 gündür. Yeniden... Özlemişim.
Hasta oldum niceden beri ilk defa bu 10 gündür.
Ben aradığım beni buldum sonunda (!) bu son 10 gündür!...
İyi oldum, iyi geldim, iyi kaldım şu 10 gündür...

*"Birlikte şarkı söyleyin, dans edin, neşelenin, ama birbirinizi yalnız da bırakın
Aynı ezgi için titreşseler bile, bir udun telleri bile yalnızdır.-H. Gibran-"

Hiç yorum yok: