30 Eylül 2011 Cuma

TrajiKomik

Kimliğini belirleyememiş onlarca suret
sıkıştıkları bedenleri esnetememiş onlarca ruh
büyüyemeyen ve hep çocuk kalan kadınlar,
yenilgiyi kabul edememiş erkekler,
saçımda artan beyazlar ve giden ve dönmeyecek olan tüm göçmüşlere olan özlemim,
toleranslarım azalıyor hissediyorum.
Her geçen gün,
her geçen dakika daha falza batıyor saçmalıklar,
densizlikler, anlamsızlıklar gözüme, sözüme....
yakasım var dünyayı bu ara..
bir öfke hali.
Hayırdır işallah.
Bre çerkez kızı iyi gelmez sana öfkelenmek bilmez misin?
Sen şarkı söyle içinden sakince;
"...I set fire to the rain/watched it pour as I touched your face/Let it burn while I cry/Cause I heard it screaming out it your name, your name..."
Bırak bunları...
Ağlamak lazım deli gönül, hıçkıra hıçkıra, gümbür gümbür
tüm bıkkınlıkları, tüm öfkeleri, tüm isyanları ve tüm aşk kırıntılarını atarcasına
selden hallice ve ıslatırcasına yatağı yorganı
ağlamak lazım,
ağlamak,
zehri atmak ve arınmak lazım,
gelecek günler ve getirecekleri için...

Hiç yorum yok: