9 Ekim 2010 Cumartesi

Yağmur Sonrası...

İki gündür yağmur yağmıyor sadece Ankara'ma... Öylece sere serpe olduğu yere yığılmış bir kadın misali ağlıyor doyasıya.. Özgürce. Hiçkimsenin en ufak bir söz söylemesine mahal vermez bir halde.. Seveni varmış söz olurmuş, bekleyeni varmış gidermiş, vazgeçermiş, gözyaşları bağları kuvvetlendirirmiş-yıkarmış, ayıp olurmuş demeden. Ağlıyor ve yıkıyor tüm duvarları.
Ağlıyor ve yeniden doğuyor bir yandan da gözyaşlarından, küllerinden doğan Zümrüdü Anka misali..
Bugünse, hala daha iki günlük boşalmayı tam olarak bitiremediğini gösterircesine üzerimizde tutsada o gri, soluk aldırmaz kocaman örtüyü bulutlardan, bir umut veriyor.. Gülümse diyor cumartesi sabahında.. Cumartesi bugün kalk, giyin süslen, canlan ve dışarı çık diyor.
Güneş topla diyor senin için, onun için, şehir için, görmen gereken - uzun sürelik bir aradan sonra ve aranın tam nedenini de hatırlayamadığın bir şekilde- üstelikte aslında özlediğin ve bir yandan çekindiğin sebebini bilmeksizin bir kız arkadaş için güneş topla..
Ama tam da karar veremiyor gösterirken güzel yüzünü; benim gibi, yüreğim gibi..
Yüreğim zaten hala tam olarak hatırladığına emin olamıyor pompa dışında tam bir işlevi olduğunu; sevmek gibi, aşık olmak, öfke duymak ya da yaşamak gibi mesela..
Yine bu ara 3 noktaya gark etmiş yazılarda bulmaya çalışırken içimdekileri, aslında anlamsız ve hatta saçma bir zevk alıyorum olan bitenden. Geçmişe esir hallerde olmasamda içime sıçan zatı muhterem (ler) den sonra bir cumartesi sıçrayan bir keklik gibi sokağa çıkıp, haykırmak için "ahahahaha aşk vardır aşk ölmedi" diye bu kadar çok düşünmem ne kadar normal...
Güneş toplayacağım bugün göründüğü her anda.. Hayat sokakta ve dışarıda olacağım.. Farklı yerlerinde Ankara'mın. Şimdiye kadar gözlerimin çektiği ve beyin kıvrımlarıma kaydettiği resminle benim gözümle dışarıda olacağım.. Yol bulmaya çalışmadan daha çok kaybolarak içimdeki seni ve kendimi bulacağım.. Eski bir dostluğu yeniden bulmaya çalışırken de, kaldırımları tırmalarken de, bir nikahta gönülden gülümserken de, Yaradan'a bir yerlerde haykırırken de ve kendimi bugün özellikle bugün tekrar ve tekrar severken de sonunda seni bulacağım. Eğer bulamazsam o zaman kalbim henüz iyileşmemiş-yılların geçmesi önemli değilmiş- demektir... Bulursam o zaman daha cesur yaşamak için çaba sarfedeceğim seni, beni, yaşamı ve geri kalan herşeyi.. Yazmaya bile korktuğum duyguları tozlu raflarından çıkarıp yeniden güneşle buluşturacağım.
Kıracağım kendimi içine kapattığım fonksiyonsuz odaların kırılmaz görünen kalın ve bir dokunuşa hasret zincirlerini... ve kendimi kıracağım başkasının bir daha beni kırmasına izin vermemek ve yeniden yeni bir güne, yeni bir oyuna ve yeni bir sevince izin vermek için...
Güneş toplayacağım Ekim'in bu güzel olması gerekirken, karanlık ve kocaman bulutlar arkasına gizlenmiş Ankara gününde; herkes için - güneş açmasa bile..

Hiç yorum yok: